- /NCOUNTERS/ projesinden henüz haberdar olmayan birine, bu projeyi nasıl tanıtırdınız?
Selam dolmuş! Zor soruyla başladın… Tanımlamak zor fakat kabaca “Berlin´de yaşayan insanlarca sürdürülen politik bir görsel-işitsel alan” olduğumuzu söyleyebiliriz. Özellikle “emerging” sanatçılara yer vermeye, yüreklendirmeye çalışıyoruz. Sanatın sınırsızlığı üzerine kafa yorup, sanatçıların geçmiş tecrübelerinin çeşitliliğinden besleniyoruz. Bir “mapping” projesi denebilir belki de…Onun dışında röportajlar yapıyoruz, setler yayınlıyoruz. Yakın zamanda trackler paylaşıp premiereler yapacağız inşallah. Fikir çok…
- Bu projeye başlarken nasıl sorunlaştırmalara, ihtiyaçlara, amaçlara, kaygılara ve duygulanımlara sahiptiniz? Bu projenin kurgulanma ve inşa sürecinde etkili olan ana motifleri bizlerle paylaşabilir misiniz? Sizi yola çıkaran ana motivasyonlar nelerdi?
Yetiştiğimiz kültürle mutlaka ilintili olsa gerek sanat ve sanatçı eylemliliklerden ziyade statü sembolleri olarak kullanılırdı bu sebepten olsa gerek yine kabullenip kendi yaptığımız işlerin arkasında durmak güçtü. Bazı başka “sanatçı“larin da benzer problemler yaşadığını fark ettik. Göçmen özne olmak elbette bu durumu daha da zorlaştırıyordu. Bir yüreklendirmeye mutlaka ihtiyaç vardı. Ek olarak insanların hikayeleri oldukça ilgi çekici, genellikle ortaya koydukları ürünlerden haberdar oluyoruz fakat ürünleri ortaya koyduran çeşitli koşulların görünürlüğü oldukça az. Oysaki bu süreçler de oldukça ilham verici olabiliyor.
- /NCOUNTERS/ bu noktaya gelene kadar nasıl sorunlarla karşılaştınız ve bunları aşmak için ne gibi süreçler yaşadınız, çözümler geliştirdiniz?
Pek çok sorun var elbette. Pandemi öncesinde beraberlikler olanaklıydı, görece daha kolaydı. Fakat mevcut koşullar içerisinde kendi komunitemizi diri tutmak bile çok olanaklı değil. Çok anlaşılabilir bir durum. İki kişinin dahi bir araya gelemediği distopik koşullarda bir kolektif sürdürmek çok anlamlı bir beklenti olmayabiliyor. Onun ötesinde, maddi olanaksızlıklar zorluyor. Bunu göçmen özneliğimiz doğrultusunda anlamaya çalışmak gerek. Belirsizlik söz konusu pek çok alanda. Doğrusunu söylemek gerekirse kalıcı bir çözüm üretebildiğimiz bir konu değil bu. Yaptığımız şeyleri sürdürebilmemiz adına maddi kaynaklar yaratmak şart. Birbirimizle bağlantılarımızı geliştirmek aklımızdaki fikirleri ortaya koyabilmenin tek yolu. Belki bu röportajla insanlara ulaşabilir ve beraber çalışabiliriz diye de umuyoruz.
- Proje bu noktaya gelene kadar yolda neler buldunuz? İlerisi için neler bulmayı umuyorsunuz?
İnsanların hikayeleri var ve duyulmaya değer. Temel bulgumuz bu. Projenin adında da oldugu üzere “karşılaşmalara” inanıyoruz. O nedenle çok da bir şey bulmaya çalıştığımız söylenemez. Net bir plan da yok, pek çok fikir, temenni ve manifesto var.
- Projeye yakın çevresinde ne gibi etkileşimlere neden oldu? Nasıl tepkiler aldınız?
Yakın çevremizi politik estetik bir düzlemde örgütledi. Sıkı bağlardan bahsetmek zor olsa da NCOUNTERS etrafında örgütlenmiş sanatçılar, öğrenciler, göçmenlerden bahsetmek abartı olmaz bizce. İnsanlar bir şeylerin yapılabilir olduğunu görmüş olabilir belki de. Hayatta kalma düzeyinde mücadele verdiğimiz bu yeni vatan Almanya´da bir taraftan politik estetik bir oluşum kurmak kendi küçük dünyamızda devrimciydi. Bu yüzden, bir yüreklendirme olmuş olabilir diye düşünüyoruz.
- Gelecekte /NCOUNTERS/ ‘ı hangi doğrultuda ilerletmek istiyorsunuz? Hangi amaçlara sahipsiniz?
Dediğimiz gibi net bir yol haritası yok. Fakat premiereler, releaseler yapan bir record label olmanın esiğindeyiz. Biraz daha görünürlük istiyoruz ki desteklediğimiz sanatçılara daha çok destek olabilelim, alan açabilelim. Üretken olmak istiyoruz kısacası. Bir de kendini sürdürebilen öz kaynaklarımız olsun istiyoruz temelde.
- Şu ana kadar yaptığınız hatalardan neler öğrendiniz? Benzer girişimlerde bulunmak isteyenlere ne gibi tavsiyesiniz olur?
Denemek gerek mutlaka. Fikirler, pratikler kadar heyecan yaratmayabiliyor insanlarda. O nedenle ilk taşı atmak vazifesi bazen bazılarımıza kalıyor. Sonrasında süreçler ve fikirler kendi örgütlenmelerini beraberinde getiriyor. O nedenle kolektif çalışmalarda dahi bazı süreçlerde bazılarımızın inisiyatifi alması gerekebiliyor. Bu cesaret kıran bir durum olmamalı. Onun dışında çok da hata denebilecek bir durum yok sanırım. Günün sonunda hepsi birer karşılaşma en nihayetinde.
- Projeye dair belli güçlüklere yönelik olarak herhangi bir dayanışma çağrınız var mıdır?
Açıkçası bir alan olma iddiasındayız. Bu nedenle insanların projeyi sahiplenip o alanı büyütmesi her şeyin önünde bizim için. Pek çok ihtiyaç var elbette fakat zorlu karanlık süreçlerden geçtiğimizin bilincindeyiz. Bundan ötürü şu an destek istemek için çok doğru bir an olmayabilir. Fakat eleştiriler, fikirler, üretimler çeşitli işbirlikleri bizi ileri taşıma noktasında faydalı olurdu.
- /NCOUNTERS/ en nihayetinde bir tekno müzik projesiyken, nasıl bu kadar göçmen kimliği üzerinden politikleşebildi? Bu kendiliğinden bir süreç miydi? Yoksa en başından beri böyle mi kurgulanmıştı?
Çoğunlukla sosyal bilimler öğrencilerince domine edilen bir kolektif alanız. Göçmeniz. Doğal olarak politiğiz. Yaptığımız her şey de bu doğrultuda minimum düzeyde politik. Müziğimizde, projemizde, var oluşumuzda. Çok çaba sarf etmeksizin doğalında gelişti diyebiliriz. Aksi de çok mümkün görünmüyor .
- Bu politikleşme süreci ne gibi destekler ve tepkiler aldı?
Politikleşme kimilerince radikal bulunurken kimilerince olumlu karşılandı. Yani etrafımızdaki beyaz ayrıcalıklı komunite çuvaldızı kendine batırdı belki de. NCOUNTERS’ ın parçası olmak minimum düzeyde politik bir uzlaşıyı zorunlu tuttu. Belki de bu, homofobik olmamak, ırkçı olmamak, beyaz ayrıcalıklı dünya düzenine eleştirel bir bakış açısından bakmak gibi çok minimum fakat varoluşsal bir uzlaşı. O nedenle NCOUNTERS ne kadar açık bir alan olsa da bir anlamda belki de kendini dayattı.
- /NCounters/ politik bir söyleme sahip olmasına rağmen özellikle en başlarda beyaz heteroseksüel erkek sanatçılara ağırlıklı olarak yer verme gibi eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştiri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu eleştiri sonrasında bu durumu aşmak için neler yapıldı?
Çok anlamlı ve yerinde bir eleştiri elbette. Fakat bu ısmarlama bireysel işlerle önüne geçilebilecek bir eleştiri gibi görünmüyor. Komünitenin kendini dışarıya açması şart. Kimlik politikası yapmak değil maksadımız elbette, fakat kendi öznelliğimizden çıktık yola. Süreç içerisinde beyaz ayrıcalıklı sanatçılara da yer verdik. Açık bir alan olmaya çalışıyoruz ve son eylemlerimizle beraber, duruşumuz biraz daha netleşiyor gibi hissediyoruz. Biz de öğreniyoruz.
- Pandemi süreci /Ncounters/‘ı nasıl etkiledi. Pandemi için belli hayatta kalma stratejileri geliştirebildiniz mi? Pandemi sonrası için ne gibi planlarınız var?
Pandemi karşılaşmaları gerçekten azalttı. Elbette zordu. İnsanları, komuniteyi motive etmek zordu. Fakat insanları üretken tutmak adına “Avoid NCOUNTERS” serisini yaptık. Fena fikir değildi açıkçası. Pandemi öncesinde rüzgâr bizden yana esiyordu, full-house bir parti yaptık. Pandemi sonrasında kaldığımız yerden başlamayı beklemiyoruz. Naif olurdu. Fakat yeni dünyaya uyum sağlayıp dans müziği sahnesini politikleştirmek için elimizden geleni yapacağız.
- Bir “trans-national” underground tekno projesi olarak /Ncounters/, Berlin gece hayatının ve parti kültürünün öyle ya da böyle bir parçasıydı. Görünen o ki pandemi Berlin’in gece hayatını geri dönüşü olmayacak şekilde etkiledi. Muhtemelen pandemi sonrası bıraktığımız gece hayatını bulamayacağız. Sizce bu dönüşüm ne yöne doğru olacaktır? Bazılarının da ifade ettiği üzere daha fazla metalaşmış, kontrol mekanizmaları oluşturulmuş bir alan olursa, bunun karşısında daha komünal ve liberteryan bir seçeneği savunan 90’ların illegal “rave”lerini andıran bir direniş pratiği örgütlenmeye çalışılacak mıdır?
Açıkça söylemek gerekirse Berlin gece hayati üzerine büyük büyük cümleler kuracak kadar tecrübeli değiliz. Fakat son 3 senedeki gelişmeleri küresel gelişmelerin ışığında değerlendirirsek dans müziği sahnesinin ticarileştiğini söylemek yanlış olmaz. Çok yeni bir söylem de değil.. Ama çok umutsuz olacak bir durum da yok elbette. Değişime karşı statükocu olmak da anlamlı değil. Ticarileşen dans müziği sahnesine karşın, mutlaka yeni direniş alanları ve onların müzikleri olacaktır.
- Neukölln yöresinden bir tekno okumak ister misiniz?
Hayatı ve dans etmeyi öğrendiğimiz ve sonra unuttuğumuz Neukölln sokakları…
(Bpm: 140, Kick: 4/4, Yöre Neukölln)
Karşılaşmalara açık olmak gerek sevgili dolmuş ve mutlak suretle denemek, denemek ve denemek.
https://www.ncountersberlin.com
Röportaj: Tevfik Hürkan Urhan