Tolga selam, öncelikle yaptığın işlerin bir adı var mı? İsim koydun mu onlara?
Bunlar benim perspektifimin ürünleri, bilgisayarın başına oturduğum andaki ruh halimin dışa vurumu denilebilir yani.
Soyut çalışmalar yapıyorsun genelde, bunları yaparken nelerden besleniyorsun?
Genelde benim yapmayı, üretmeyi düşündüğüm şey kendi yaşantımdan ziyade hayatta neler olduğuyla, çevredeki değişimlerle ilgili. Hayatın karşıma çıkardıklarını filtremden süzüyorum yani. Doğa, tarih, başka işler, mimari, teknoloji, kısacası hayatta karşıma çıkan görsel veriler etkiliyor beni. Çocukluğumdan beri de görüyle ilgiliyim aslında, bu durum fotoğrafla başladı, zamanla sinemaya evrildi, sinema televizyon okuduktan sonra bu alanın aslında kendimi istediğim gibi ifade etmeme yeterince izin vermediğini fark ettim ve en sonunda 3D ile tanıştım, bu alanın verdiği bir özgürlük, bir açıklık var aslına bakarsan. Işık, açı, renk akla gelebilecek her türlü değişkeni kendi istediğim gibi ayarlayabilmek beni heyecanlandırdı ve bu alanda derinleşmeye başladım.
En büyük mesele bilgisayardan yapıyor olmak bu işi. Çeşitli programlar var mı bu işi yapmak için? Yoksa sen spesifik bir program mı kullanıyorsun?
Her geçen gün gelişen teknolojiler bunlar. Program öğrenmenin bir sonu yok, birçok farklı dokunuş için de başka başka programlar kullanılabilir aslında. Birçok insan da birden fazla program kullanıyor. Alternatif bir arayış içindeysen birden fazla program kullanmak işe yarar oluyor.
Peki aynı proje içinde birden fazla program kullandığın oluyor mu?
Evet. Maya, Blender ve Houidini güzel programlar, akla ilk bunlar geliyor sanırım. Asıl olarak mayayı kullanıyorum, After Effects ve Premier de işin içine giriyor ya da sese duyarlı bir iş yapıyorsam Resolume kullanıyorum. Genelde birden fazla program kullanıyorum yani. Ben bu işe Maya ile başladım, internetten kurslarla, kendi kendime öğrendim. Fakat dediğim gibi bunun bir sonu yok, program bir derya deniz, ne kadar derinleşirseniz o kadar derin. Benim de öğrenme sürecim bitmiş değil. Üretim de ürettikçe gelişiyor aslında. Bence asıl önemli nokta programı öğrendikten sonra bu girdilerle ne üreteceğini keşfetmek. Ben de bu sorgu noktasındayım esasında, kendi çizgimi keşfetmek ve onda derinleşmek hevesindeyim. Bu bir oyun alanı yani benim için. İki yıldır bu işi yapıyorum ve ilham aldığım birçok sanatçı süreci başlatmama vesile oldu. Yaptığım işlerin çoğu da müzikle ilintili bu arada, müziğin işimde bir doku oluşu ürettiğim çalışmalarda farklı bir derinlik yakalamama da vesile oluyor. Müzik görsel öğelerle birleşince çok çarpıcı sonuçlar çıkıyor ortaya. Ben de bunun peşindeyim. Farklı duyulara hitap etmek çok hoşuma gidiyor. Her Absence Fill the World ile beraber yaptığımız çalışmada da bu hisler ve bu ögelerin birleşimi göze çarpıyor. Yani dinlediğim müzik, zihnimde kazılı olan imgeler, gördüklerim ve işi yaparken hissettiklerimin bütünü işin özünü oluşturuyor.
Her Absence Fill the World’den de bahsettin, yaptığınız iş de çok beğenildi. Nasıldı o çalışma, ne hissettirdi sana?
Şarkıları için bir klip yapmak istediklerini söyleyince çok hoşuma gitti, beraber çalışmak çok keyifliydi Kubi ve Sascha ile. Şarkı çok hoşuma gitti zaten ilk başta, hemen gözümde bir şeyler canlanmaya başladı. Onların da kafalarında bir sürü fikir vardı ama bana çok güzel bir alan tanıdılar kafamdakileri ortaya koymak için, o da ayrı bir güzellik oldu. Dolayısıyla ben de hislerimi aktarabilir oldum, tabii özellikle istedikleri ögeler de vardı, yeşil kapı mesela. Onların istedikleri ve benim hislerim birleşti, ortaya bu güzel iş çıktı. Üstüne üstlük sürecin tümünü de dijitalden götürdük, onlar Berlin’den, ben Ankara’dan tuttuk işi. Süreç içinde çok kez de baştan aldık, benim bilgisayarım değişti, gelişti, sonuç olarak daha güzel dokular elde etmeye başladık. Tüm süreç bir macera gibiydi anlayacağın. Sürecin kendi içinde gelişmesi ve değişmesini de izlemek ayrıca keyifliydi. Çok güzel tepkiler geldi, ilk klip deneyimim benim de, çok keyifli geçti tüm süreç ve sonrası. Bu iş bana ilham verdi, bu gibi başka işlere girişmek için de motivasyon oldu.
Bu sıralar nelerle meşgulsün?
Bu sıralar çalışmalarımı kendi ürettiğim ses dosyaları ile birleştirerek sese duyarlı görseller üretmeyi amaçladığım bir proje üzerinde çalışıyorum, bir yandan da motion graphic alanında kısa looplar üretmeye başladım yakında farklı bir isim altında bu alandaki işlerimi de paylaşmaya başlayacağım. Tüm bunların dışında hala öğrenmeye devam ediyorum, aynı zamanda dolmuş dergisine ve emeği geçen herkese çok teşekkürler. Biz hazırlarken çok keyif aldık umarım tüm okurlar da bizimle aynı keyfi paylaşır.
Tolga Ateş
Röportaj: Yiğitcan Erdoğan, Ilgın Nehir Akfırat