2023 yılı Kasım ya da Aralık ayında Ankara’dan bir arkadaşımla önce Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesine oradan da Antakya’nın Bohşin köyüne gittik. Bu yolculuğumuzda amacımız 2022 yılında gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenmiş bölgelerdeki çocuklarla buluşmak ve atölyeler yapmaktı. Birazdan okuyacağınız hikaye bu yolculuğun bir hediyesidir. Bu hikayeyi bir gün Türkçe’yi çok az bilen Bohşin çocukları için Arapça’ya tercüme ederek dağıtmak hayalimdir. O zamana kadar dünyada herhangi bir noktadaki herhangi iki arkadaşın kendi güçleriyle yarattıklarına Dolmusch ile bakalım.
Acayip Şeyler Gazetesi
Yeryüzündeki herhangi bir kasabanın herhangi bir bölgesinde Arme ve Mojo adında beraber vakit geçirmeyi çok seven iki arkadaş varmış. Arkadaşlıkları çok küçük yaşlarına uzanıyormuş ve çok uzun yıllar boyunca da sürecekmiş.
Bir öğleden sonra iki arkadaş oyun oynamak için buluşmuş. Arme’nin bir süredir aklını kurcalayan bir şey vardı. Mojo’nun “Naber Arme?” demesiyle; arkadaşına aklından geçenleri söyledi.
– “Birinin benimle acilen röportaj yapması lazım Mojo.”
– “Arme, neden birisinin seninle röportaj yapmasını istiyorsun? Ben böyle bir şeye ihtiyaç olabileceğini daha önce duymadım.” diye cevapladı Mojo.
– “Dünya üzerinde binlerce canlı yaşıyor. Ben hepsini merak ediyorum. Kendimi de onlara anlatmam lazım.”
– “Dünya üzerinde yaşayan canlılar mı? Bunu daha önce düşünmemiştim. Aslında bakarsan ben sınıfımızdaki arkadaşlarımızı bile çok merak etmiyorum.” dedi Mojo.
– “Niye ki?”
– “Ailem ve seninle kurduğum arkadaşlık yeterince ilginç geliyor bana.” dedi Mojo.
Arme bir süre için cevap vermedi röportaj ile ilgili düşünceler aklına üşüşmeye devam ediyordu.
– “Sinirliyim Mojo. Dünyada röportajı yapılan biri olmak için ya bir icat yapmak ya da önemli biri olmak gerekiyor. Ben 10 yaşındayım. Bir icat yapmam ya da önemli biri olmam için büyüyene dek beklemek istemiyorum. Ve fark ettim ki röportaj yapacağım bir okul gazetemiz bile yok! Koskoca okulda neden kimse gazete çıkartmaz ki?” diye cevapladı Arme.
Mojo o gün arkadaşıyla ayrılıp eve döndükten sonra konuştukları konular zihninde döndü durdu. Arme’nin diğer canlılarla konuşmayı istemesi ona ilginç geliyordu. O da pek çok şeyle konuşurdu ama bir cevap almayı beklemezdi. Mojo bir anda gözlerini kapatıp Dünya’da yaşayan canlıları hayal etti. Balıklar, baykuşlar, kangurular, timsahlar, kaplanlar… Bir bu kadar da bitki vardı ve hatta gözle göremeyeceği kadar küçük olanlar da… Çok fazlaydılar!
Gecenin bir noktasında Mojo aklını uçuran bir fikirle yatağında doğruldu. Arkadaşı için bir okul gazetesi kurabilirdi. Daha önce kimse yapmamışsa da bu onların da yapmayacağı demek değildi ya! Planı kafasında oluşturdu. Gün boyunca sınıflara tek tek girerek okul gazetesi için ekip topladıklarını duyuracaktı. Gönüllü olanlarla okul çıkışında buluşacaklardı. Yazı yazmayı yeni öğrendiği için ona yardım edecek birileri şarttı. Katılanlardan en azından birinin okuma-yazma bilgisi kendisinden iyi olmalı diye düşündü.
Ertesi gün Mojo planının verdiği heyecanla erkenden hazırlandı ve okula vardı. Neşe içinde sınıfa girdi. Arme çoktan sırasında yerini almış, suratından keyifsizlik akar bir halde dışarıya bakıyordu.
– “Nasılsın Arme?” diyerek yanına oturdu Mojo.
– “Bildiğin gibi Mojo.” diyerek omzunu silkti.
– “Arme sana sürpriz yapacaktım ama görüyorum ki canın epey sıkkın. O yüzden hiç beklemeden dün gece yaptığım planı anlatayım.” dedi Mojo. Arme Mojo’nun anlattıklarını dinledikçe suratındaki ifade mutlulukla yer değiştirdi. O gün okulda tek bir amaçları vardı ve o da dersleri değildi…
Mojo ve Arme gün boyunca her zil çalışında sıralarından fırlayarak başka sınıflara koşuyorlardı. Bunu sınıf öğretmenleri de fark etti. Bir sonraki derste ikisine birden “Sizin bugün neyiniz var?” diye sordu. Çocuklar heyecanla aynı anda yanıtladılar ama öğretmen ikilinin söylediklerinden hiçbir şey anlamadı. O da Arme’den tek başına yanıtlamasını istedi.
– “Mojo ile okul gazetesi oluşturuyoruz öğretmenim. Teneffüslerde okuldaki diğer sınıflara haber yayıyoruz ki bir ekip toplayabilelim. İlgilenenlerle bugün okuldan sonra sahanın orada toplanıp bu işi başlatacağız!” diye yanıtladı Arme.
Öğretmenleri şaşırdı. “Demek bir okul gazetesi çıkartıyorsunuz ve parçası olmak isteyenleri toplantıya davet ediyorsunuz. Beni de ekibe alır mısınız?” diye yanıtladı.
Mojo ve Arme duydukları cevap karşısında neredeyse çığlık atarak birbirlerine sarıldılar. Bayan Alma onların ekibine katılacaktı! Bu hiç akıllarına gelmemişti. Mojo’nun okuma-yazma konusundaki endişesi oracıkta çözüldü. Epey bilgili bir ekip arkadaşı bulmuşlardı.
Okul çıkışındaki toplantıya dört öğrenci gelmişti. Bunlar Kiki, Jona, Loco ve Keke’ydi. Tabi bir de öğretmenleri Alma vardı. Mojo ve Arme okul gazetesi kurma nedenlerini anlattı. Ekibe katılanların hepsinin gazetede paylaşmak istediği bir konu, kendilerine has bir yeteneği vardı. Bayan Alma bu tanışma ve kaynaşmaya sessiz bir şekilde eşlik ediyordu.
Çocuklar okul gazetesinin nasıl olacağını tartıştılar. Görev dağılımını Bayan Alma yaptı. Mojo ve Loco çocukların kolay kolay bilemeyecekleri gizemli konuları araştırıp yayınlayacaktı. Kiki, karikatür çizmeyi seviyordu ve okullarındaki gelişmeleri karikatürize ederek anlatacaktı. Jona ve Keke röportajlarla ilgilenecekti. Arme ise insan olmayan varlıklarla konuşma yöntemleri üzerinde çalışacak ve istediği röportajı verecekti!
Toplantı sonunda çocuklar süper güçlerine kavuşan kahramanlar gibiydiler. En çok sevdikleri konularda çalışıp bütün bir okulla paylaşacakları bir gazete çıkaracaklardı.
Aradan birkaç gün geçmişti. Arme bir önceki gece rüyasında ağaç gövdesinde yaşayan bir mantarın onunla konuştuğunu görmüştü. Yeşil ve kahverengi dalga şeklindeki bu mantar Arme’ye, “Doğru yoldasın çocuk. Yaptığın şeyleri yapmaya devam edersen bizimle nasıl konuşacağını anlayacaksın.” demişti. Bu rüya komşuları Mo’ya yaptığı ziyaretin etkisiyle olsa da Arme için acayip bir mesajdı. Mojo da gazete için çalışmaya başladığından beri kendini şanslı hissediyordu. Çünkü hem yepyeni arkadaşlar ediniyor hem de Dünya’da bilmeye değer acayip şeyler olduğunu öğreniyordu. Mesela her canlı dünyayı kendi gözlerine göre görüyor hiçbir canlı tam olarak aynı görmüyordu. Hayvanlar farklı, insanlar farklı, bakteriler, bitkiler ise belki de hiç görmüyordu. Ve terliksi hayvan adında tek hücreli bir canlı vardı! Yok daha neler.
Eve yürürlerken,
“Acayip bir şey oldu dostum…” dedi Arme. “Rüyamda bir mantar benimle konuştu! İnanabiliyor musun? Komşumuz Mo’nun dediğine göre ben de onlarla konuşmayı başarabilirmişim. Bu konuda söylediği şeyleri tam olarak anlayamasam da biraz daha farklı bir şekilde bunu gerçekleştirebileceğimi söyledi. Mo bir mikolog yani bir mantar bilimci ve evinde mantar odası var. Görmelisin! Küçücük buhar dolu bir odada acayip renk ve şekillerde mantarlar bulunuyor. Dediğine göre mantarların şekilleri güneş ışınlarına göre değişiyormuş ve aynı bizim gibi şekere bayılıyorlarmış.” dedi.
“Arme, bu çok iyi. Ben de gazete için çalışmaya başladığımdan beri acayip rüyalar görüyorum! Ejderhalar ve yeşil yaratıklarla dolu süper evrenlerde bir şövalye gibi geziniyorum… Gazete için çalışmayı çok seviyorum dostum.” dedi. Kollarını birbirlerinin omuzlarına atarak hiç susmadan yürüdüler…
Çocukların çalışma tempoları günleri hızlı çekime aldı. Ve bekledikleri gün çabucak geldi.
Bayan Alma o sabah her zaman uyandığı vakitten bir saat daha erken kalkıp gazeteleri almak için matbaaya uğradı. Çocuklar da tıpkı öğretmenleri gibi erkenden kalkmışlardı. Daha doğrusu hiçbiri gece boyunca uyuyamamıştı. Sabahtan kararlaştırdıkları şekilde öğretmenler odasında bir araya geldiler. Ve gazeteleri hep beraber incelediler.
Gazatenin ilk sayfası yani kapağı her yazılı belge gibi biraz sıkıcıydı. Başlık, tarih ve sayılar vardı. Sayfanın tam ortasında ise Kiki’nin karikatürüne yer vermişlerdi. Bu işleri biraz daha komikleştirmişti. Kiki, gazetenin çıkmasını bekleyenleri upuzun bir kuyrukta çizmişti. Kuyrukta beklemekten fenalaşan, bayılan çocukları revire taşıyan görevliler insan kıyafetleri giyinmiş koca mavi fillerdi! Çocuklar bu karikatüre bayıldılar.
Kapağın hemen arkasındaki sayfada Mojo ve Loco’nun hazırladığı gizemli ve bilinmeyen şeyler haberi yer alıyordu. Eski Mısır uygarlığına dair iki koca sayfa ayırmışlardı. Piramitler, mumyalanan firavunlar, tanrılara dair bilgi ve çizimlere yer vermişlerdi. Loco altı yaşından beri Eski Mısır’ı biliyor ve son iki senedir de Hiyeroglif dilini yani alfabesi resimlerden oluşan Mısırlıların yazısını öğreniyordu. Hayali bir gün piramitleri ziyaret edip içinde yazanları okumaktı. Mojo da mumyalama tekniği ve Tutankhamun adında kendi yaşlarında bir firavun olduğunu öğrendiğinden beri aklına durmadan şakalar geliyordu. Kardeşlerine Tutankhamun’un zaman yolcusu ikizi olduğunu söyleyebilirdi ya da kendisini tuvalet kağıtlarına sarmalayıp mumya kılığına girerek onları korkutabilirdi…
Sonraki sayfada Jona ve Keke’nin Arme ile yaptıkları röportaj yer alıyordu. Jona ve Keke ustaca sorular sormuşlardı Arme’ye. Röportajdan sonraki sayfada da Arme’nin insan olmayan varlıklarla ilgili çalışması yer alıyordu. Arme mantarlarla yaşadığı macerayı anlatmıştı. Arme’nin Dünya üzerindeki canlı ve cansız varlıklara kendini anlattığı ilk yazısı da gazetenin en arka sayfasında yer alıyordu. Çocuklar gazetenin her sayfasına göz attıktan sonra Arme’nin röportajına geri döndüler. Röportajı çok merak ediyorlardı ve hep bir ağızdan gülerek okudular. Ne de olsa Acayip Şeyler Gazetesi bu fikri sayesinde oluşmuştu.
Arme ile Röportaj
– Arme bize kendini anlatır mısın?
-Seve seve! İsmim Arme, 10 yaşındayım ve tüm canlılarla iletişim kurmaya kafamı takmış durumdayım. Ve gerçekten de başarıyorum. İnsanlar dışında mantarlar, taşlar, böcekler, havadaki mikroplar ve uzaydaki yıldızlarla da konuşmak istiyorum. Tıpkı benim gibi bir taş da benimle konuşmak isterse ona anlayabileceği bir cevap verebilmeliyim.
Uzaydaki yıldızlarla konuşmak zamanımı alabilir. Ama bir yerden başlamam lazım değil mi?
– Vay canına Arme! Peki ya bu canlılarla nasıl konuşmayı düşünüyorsun?
-Aslında bunu hepimiz her an yapıyoruz. Mesela pek çok kişi hayvanlarla konuşuyor. Büyükler ayaklarını sert bir yere çarptıklarında o yerle bağrıştıklarını çok duyuyorum. Ya da bir eşyalarını kaybettiklerinde onunla konuşmaya başlıyorlar.
Tıpkı bunun gibi ama biraz daha farklı yöntemlerle bunu yapıyorum! Onlarla konuşabilmem için yanlarında olmam, vakit geçirmiş olmam gerekiyor.
– Peki ne zamandan beri farklı canlılarla konuşuyorsun ve seninle konuşan başka bir canlı var mı?
-Doğduğumdan beri aslında! Ve her gün biraz daha çok varlıkla konuşabiliyorum.
Bitkilerin hem söylediklerimi hem de şarkılarımı anlayabildiğine, rüzgârın benimle konuştuğuna eminim. Çocukluğumdan beri ailemle beraber deniz kıyısında rüzgârı dinleriz, onlar da onu duyduklarını söylüyorlar. Bağırarak ya da dans ederek rüzgarla konuşuyorum. Bazen de odamda otururken dinliyorum. Bana oyun oynamamı ve dans etmemi fısıldıyor.
– Okulumuzdaki diğer çocuklara ne söylemek istersin?
-Farklı canlılarla konuşma kulübü kurmayı düşünüyorum. Birlikte bu canlılarla konuşabiliriz. Bir de büyükler bizi ormana götürmedikleri sürece bu canlılarla tanışmamız zor olacak. Tabi bakteriler hariç onları tuvalette de bulabiliriz.
– Çok teşekkürler Arme, son olarak bize bugünlerde en sevdiğin şeyi söyler misin?
-Doğum günümde bir büyütecim oldu, harika bir şey. Onunla yağmurdan sonra salyangozların yavaş yavaş hareket edişlerini izliyorum. Çenelerinin altındaki bıyıkları yakından bakınca beni çok güldürüyor.
Gazetenin öğrencilere dağıtılmasıyla okumayı sevmeyen çocuklar bile sayfaları biraz incelediler. Bu herkes için yeni bir olay olmuştu. Öğrenciler arasında gazeteye katılmak isteyenlerin sayısı bir anda artmıştı. Bayan Alma gazetede görev almak isteyen tüm öğrencilere yer açabilmek için ekibi birkaç ayda bir değiştirecekti.
Arme, Mojo, Kiki, Loco, Jona, ve Keke gazete için hiç gaz kesmeden çalışmalarını devam ettiler. Kiki bir sonraki sayının karikatür fikrini çoktan bulmuştu. Havalar sıklıkla rüzgârlı ve fırtınalıydı o günlerde. O da rüzgârlı bir günde uçurtmasını uçuran çocukları çizecekti. Rüzgârın bir anda şiddetlenmesiyle uçurtmalar yükselecek ve okulun üzerine bir bulut çekerek hepsini ıslatacaktı!
Arme ve Mojo’ya gelirsek… Arme çalışmalarını devam ettirirken kendisini biyolog ilan etti. Tıpkı onun gibi Ferro adında hayvanlarla ve diğer canlılarla konuşmaya meraklı yeni bir arkadaşı oldu! Mojo ise evlerindeki tozlu ansiklopedileri raflarından indirdi. Her gün sayfaları karıştırıp kimsenin bilmediği konularda bilgiler öğrenip kardeşlerine bunlarla şakalar yaptı.
Esin Metin
