çember

Çemberle Merkezlenmek – Ayşe Yayla

Çember nedir?

Bu çok katmanlı bir soru, pek çok çeşit çember var ve baktığım yerden hayattaki her bir ilişkilenme, doğum-ölüm-doğum da bir çemberdir. Benim çıraklığını yaptığım çembere dair sevgili Filiz Telek’in kitabından bir parça ile bunu cevaplamam daha yerinde olur. Aynı zamanda kadınlar Şifadır kitabının çember bölümü web sitesinde pdf halinde hediye olarak mevcut. Oradan detaylı olarak da okunabilir.

“Çember pratiği bir ritüeldir. Başı sonu bellidir; çemberi açtığımızda gündelik hayatımızdan ve bilincimizden sıyrılıp, ana ve birbirimize daha yüksek bir farkındalıkla, birlik bilinciyle mevcudiyetimizi sunmayı taahhüt ederiz. Bu ritüelde birbirimizin şahitliğinde büyük gizemin idrakine niyet eder, can kulağıyla dinler, gönül gözüyle şahit olur, kalp diliyle konuşur, doğrunun ve yanlışın ötesinde ilişkilenmeyi ve hakikati araştırırız. Adabıyla pratik edildiği zaman herkese, her şeye şifa olan şefkatli bir kucak, içimizdeki derin bilgeliklere temas etmemizi mümkün kılan bir rahim, bazen de yüzleşmemiz gerekenleri görmemizi sağlayan bir aynadır çember.” Filiz Telek Kadınlar Şifadır, s. 342.

Tam bu noktada soruyu değiştirip Ayşe için çember nedir diye cevap vermek daha çok içime sinecek. Benim için çember, sınırları olmayan bir oyun alanı. Yaşadığımı derinden hissettiğim ve yaşamın güzelliğiyle buluştuğum bir yer. Derin bir dinleme pratiği ve çemberde insanlarla bir araya geldiğimde hem çok derin ve eski, hem de taze ve yeni bir tanışma hali oluyor benim için. 

Çok çeşitli çember pratiği var, günden güne yenilerini öğreniyorum, keşfediyorum ve deneyimleme şansım oluyor. Son zamanlarda en keyif aldığım çember, doğayla birlikte çembere oturmak. Bazen bir ağaçla, bazen evimdeki bir koltukla, bazen seyrettiğim bir bulutla çembere oturuyorum ve bu gündelik hayat pratiğimde bambaşka kapılar açıyor. Yani baya oyun parkı gibi bir şey çember benim için.

Öte yandan, bu yaz yaptığımız bir çalışma inzivasında Nature Councilin ön koşulları ve temel düsturları ile  tanışma şansım oldu. Bunları içselleştirmeye çalıştığım bir dönemin içindeyim. bunlar beni çok heyecanlandırıyor. Council’in kalbini ifade eden temel düsturlara hiç girmeden ön koşulların birkaç tanesinden bahsedeyim:

Öğrenmeye, bilmeye, büyümeye kişisel adanmışlık. 

Öğrenme yolunda başarısız olmaya razı olmak. 

Mana yolu olarak işbirliğine, ortaklığa, topluluğa adanmışlık. 

Temel varsayımları ve inançları sorgulamak için istekli olmak ve araştırma ruhuyla yaklaşmak. 

Sence son zamanlarda insanlar neden çemberlere oturmaya başladılar? Hangi ihtiyacın sonucu bu ortaya çıkar?


İnsanların hem dinlemeye hem de dinlenmeye aç olduklarını düşünüyorum. Görüp deneyimlediğim kadarıyla çemberde bir araya geldikten sonra kendi özgün sesi ile buluşan ve yargısız bir alanda bu özgün sesi dilediği şekilde ifade ederek, tam mevcudiyetle ona şahit olan diğer insanlarla bunu paylaşabiliyor olmak, her şeyin çok hızlı olduğu bu dünyada büyük bir hazine. Öte yandan çok da aşina olduğumuz bir şey, insanlar ne zaman çembere oturmaya başladı diye sorsan ateşin keşfiyle derim. Çemberlere hikayeler geliyor ve bu hikayeler kişisel olsun olmasın, zaman ve mekan algısını değiştiriyor. Hep bahsettiğimiz görünmez bağlarla bağlıyızı görünür kılarken, her şeyin ardındaki yüce ruh, yaradan, boşluk, hiç; her ne dersek diyelim adına, doğrudan orayla temas eden bir şey ve durumun böyle olması insanı çok besliyor. Tabii bir de adabıyla yapınca da, aşırı lezzetli oluyor.

Senin düzenlediğin ilk çember deneyimin nasıldı? 

Bu soru çelişkili bir soru, çemberde buluştuğumuzda her birimiz merkeze eş uzaklıklarda oturan eş birimlere dönüşüyoruz. Bundan dolayı ben de bir çember katılımcısıydım. Çember daveti vermek veya çember öncesi hazırlık nasıl bir deneyimdi diye sorarsan, çok heyecanlı çok meraklı yer yer panik, genel olarak ise aşırı tatmin edici ve sorgulatıcı bir süreç. Neden bunu yapıyorum, neye hizmet ediyor, böyle bir şey yaptığımda nasıl bir etki yaratıyor bunları da sorguladığım araştırdığım bir süreç. Öte yandan çembere çıraklık ederken çok güzel yoldaşlarla çevriliyim. Bu yolda uzun yıllar ve emek vermiş çok güzel dostlarım var. Hazırlık sürecinin benim için en kıymetli yeri de onların kapısını çalıp bu olmuş mu, bu şiiri mi okuyayım gibi benim panikle karışık fazlasıyla heyecanlı hallerime şahitlik edip deneyimlerini, bilgi birikimlerini benimle paylaşıp yol göstermeleri muazzam bir şey.

Çemberlere nereden ulaşabiliriz? Çembere oturmak için neye ihtiyacımız var?

Öncelikle çembere oturmak için sadece istekli olmaya ihtiyacınız var. Bunun dışında bence hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Çembere oturanlar bunu anlarlar. Oturmayanlar da oturduklarında anlayacaklardır.

Öncelikle Filiz Telek’in websitesi ve instagram hesabında özellikle kadınlar için çember duyuruları oluyor.
Aliye Burcu Ertunç birbirinden farklı çok güzel çember alanları açıyor, instagram hesabından duyuruyor.
Aybike Savaşır Serdar yine instagram üzerinden duyurduğu çok güzel alanlar açıyor.
Aysu Erdoğdu Miskbay hem cadıların bilgeliğinden hem de kendi web sitesinden çok şenlikli çember davetlerinde bulunuyor.
Emre Ertegün farklı alanlarda çemberler açıyor, bildiğim kadarıyla o da instagram üzerinden duyuruyor. 

Kadınlar Şifadır Platformunda birlikte çalıştığım pek çok arkadaşım da çemberler açıyor ve daha nice can var farklı alanlarda farklı davetler veren, bu liste uzar gider… Kadınlar Şifadır’ın instagram hesabından bu davetlerin bir kısmını takip edilebilir. 

Zaman zaman ben davetler veriyorum ve şimdilik instagram üzerinden duyuruyorum. Bir yandan da websitesi hazırlığındayım, oradan da duyuruyor olacağım.

Çembere dair linkler

http://www.filiztelek.com/

https://www.kadinlarsifadir.com/

https://instagram.com/emre.ertegun?igshid=YmMyMTA2M2Y=

https://instagram.com/filiztelek?igshid=YmMyMTA2M2Y=

https://instagram.com/aliyeburcuertunc?igshid=YmMyMTA2M2Y=

Ayşe Yayla

Röportaj: Ilgın Nehir Akfırat