görsel antropoloji

Burası Olmalı

Lea Drescher


2017-2022 yılları arasında Lea Drescher, Ortadoğu ve Almanya arasında Kürt hikayeleri üreten ve dağıtan Berlin merkezli mîtosfilm film yapım şirketinde çalıştı. Ayşe Polat’ın Berlinale 2023’te prömiyer yapan ve Alman Film Ödülleri 2024’te En İyi Film için Bronz Ödül alan ‘Kör Noktada’ adlı filmde Yapım Yönetmeni olarak görev aldı ve birkaç yıl boyunca Kürt Film Festivali Berlin’i koordine etti. 2024 yılında, ilk orta uzunlukta belgesel filmi olan ‘Burası Olmalı’ ile Berlin Medya Üniversitesi’nde Görsel Antropoloji M.A. programını tamamladı.

‘This Must be the Place (Burası Olmalı) ’ – hayal ile gerçek arasında bir yerde
Kırgız hemşirelerin Almanya’ya göçü üzerine antropolojik bir film

Bişkek’e giden aktarmalı uçuşumu kaçırdım.
Havaalanında internet olmaması ve yolculuğun bitmek bilmez gibi görünmesi canımı sıkıyor. Elimde Cengiz Aytmatov’un “Çocukluğum” adlı kitabı var. Zaman ve konfor bakımından benim seyahatimin yorucu olduğunu düşünmek aslında absürt; hele de kitapta küçük Aytmatov’un Kırgız dağlarında köyden köye banknot taşıyarak yaptığı, günler süren yürüyüşleri okuyunca. Saatlerce, günlerce soğuk sulardan geçerek yürümüş o. (…)
Kırgızistan dağlarını göreceğim için sabırsızlanıyorum (…) Bişkek yolculuğu bu akşam saat 20.00’de devam edecek. O zamana kadar güneşli İstanbul sokaklarında dolaşarak stresimi atmaya çalışıyorum. Birdenbire Bişkek için ayırdığım zaman çok kısa, projem ise çok ağır ve aynı zamanda anlamsız gelmeye başlıyor. (…) Bunu ne için yapıyorum (diploma almaktan başka)? Beni neyin beklediğini bilmemek kötü düşüncelere kapılmama yol açıyor şu anda. Gözlemem hazır.

saha notu, 05.04.2024, İstanbul, bistro

2024 baharında yaşadığım şehir olan Berlin’den Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e seyahat ediyorum. Görsel Antropoloji bölümündeki mezuniyet filmim için Kırgızistan’dan Almanya’ya göç eden hemşirelerin hikâyelerini araştırıyorum. Kırgızistan’da EDUVISO programının katılımcılarıyla tanışmak istiyorum.

EDUVISO şirketi 2019’dan bu yana Kırgızistan’daki tıp kolejleriyle iş birliği yaparak gençleri Alman iş piyasası için hemşire olarak yetiştiriyor. Hemşireler, Almanya’nın doğusundaki Saksonya eyaletinde, özellikle yaşlı bakımı alanında çalışmak üzere Dresden ve Pirna gibi şehirlerde işe yerleştiriliyor. EDUVISO ülke çapında liselerde programını tanıtıyor. Bugüne kadar Dresden ve yakınlardaki Pirna kasabasına yaklaşık bir düzine hemşire yerleştirilmiş. Programa yüzlerce genç katılmış, ancak kaçının gerçekten göç edeceği henüz belirsiz. Almanya’da tam yetkin bir hemşire olarak tanınmak için yıllar süren süreçleri ve çeşitli sınavları tamamlamak gerekiyor. Özellikle Almanca sınavlarını geçmek pek çok katılımcı için büyük bir zorluk teşkil ediyor.

Kırgızistan’daki araştırmamla, katılımcıların gelecek hayallerini, göçe hazırlanırken karşılaştıkları zorlukları ve onları ülkelerini terk ederek Almanya’da hemşire olarak çalışmaya iten sebepleri yakından anlamak istiyorum. Almanya’yı uzaktan nasıl hayal ediyorlar?

Bişkek’e gitmeden bir yıl önce final projem için konu ararken dedemi kaybettim. İlk kez duygusal olarak yakın olduğum biriyle vedalaşıyordum. Kısa süre sonra anneannem bir huzurevine yerleşti. Artık kendi başına yaşayamadığı gibi, aile de Almanya’nın dört bir yanına dağılmış durumdaydı.

fotoğraf, 25.08.2023

Onu yeni evinde güneşli bir öğleden sonra ziyaret ediyorum. Oldukça keyifli görünüyor; balkondaki ayçiçeklerini gösteriyor, karşı avludaki canlı hayattan gülümseyerek bahsediyor ve ona bakan Kamerunlu bir hemşireden söz ediyor. Burada çalışan pek çok hemşirenin yurt dışından geldiğini söylüyor.

Birkaç ay sonra anneannem de vefat etti. Ömrünün çoğunu birlikte geçirdiği dedemin yokluğu, vücudunu hızla güçsüz düşürmüş gibi geldi bana.

İşte göç ve bakım konusunu böylece araştırmaya başlıyorum. İnsanlar yeni bir ülkeye gelecek hayalleriyle göç ediyor, burada ise yaşamlarının büyük kısmını geride bırakmış, başkalarının desteğine ihtiyaç duyan insanlara bakıyorlar.

Şu anki istatistiklere göre, 2049 yılına kadar Almanya’da 690.000 bakıcı açığı öngörülüyor. Yurtdışından hemşire işe almak, bu açığı kapatmak için uygulanan stratejilerden biri. Federal İş Kurumu analizlerine göre 2017-2022 arasında yabancı uyruklu bakım çalışanlarının oranı neredeyse iki katına çıktı.

Ekonomik olarak daha zayıf ülkelerden insanlar, ekonomik olarak güçlü ülkelere bakım sektöründe çalışmak üzere göç ediyor; kapitalizmin küresel boyuttaki bu olgusuna “global bakım zincirleri” deniyor. Genel olarak erkekler daha fazla göç ederken, bakım alanındaki emek göçü çoğunlukla kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor.

“Etnomanzara (ethnoscape) ile içinde yaşadığımız hareketli dünyayı oluşturan insan manzarasını kastediyorum; insanların bir yerden ayrılma gerçekliği ya da bir yere gitme fantezisiyle yüzleştiği bir dünya bu.”

Arjun Appadurai, Anthropologist, ‘Disjuncture and Difference in the Global Cultural Economy’, 1990: 7

EDUVISO katılımcılarının Dresden ve Pirna’ya yerleştirildiğini öğrenince, doğudaki sağa kaymayı düşünmeden edemedim. Önceki Doğu Almanyayı oluşturan eyaletlerde, sağcı partiler özellikle yüksek oy alıyor. Ancak sağa kayış ve yabancı nefreti (zenofobi) yalnızca doğuyla sınırlı değil, 2025 Almanya genel seçimlerinin işaret ettiği üzere Almanya genelinde de artıyor.

Sadece kaygılandığım için değil aynı zamanda artan hoşnutsuzluğu ve bunun yükselen sağ ile olan ilişkisini anlayabilmek amacıyla Pirna’ya gidiyorum ve burada yaşlılarla sokaklarda ve bakım evlerinde, yerel halkla ise barlarda sohbet ediyorum. Almanya’daki bakım sistemi ve göç konusundaki kaygıları ve istekleri ilgimi çekiyor.

Lea: Pirna’da hayatını nasıl hayal ediyorsun?
S: Buradaki gibi telaşlı ve aceleci değil, sakin bir hayat.
(…) Umarım… yani duyduğum kadarıyla (gülüyor),
Almanya gerçekten harika, işler orada daha
kolay ve insanı mutlu ediyor.

kayıt 08.04.2024, Bişkek

“Huzurevleri, Doğu Almanya döneminde bugünkü kadar donanımlı değildi ama bu önemli değildi; insanlar orada saygın bir yaşam sürüyordu. Mutfakta bulaşığa yardım edebilir, bir işle meşgul olabilirlerdi… Şimdilerde ise… Yaşlı insanlara nasıl davranıldığını biliyor musun? O yüzden dedim ki: ‘Huzurevi hariç her yer olur.’”

kayıt, 02.07.2024, Pirna 

Belgesel film ‘This Must Be The Place (Burası Olmalı)’ (45 dk), göç hazırlığındaki Kırgız hemşirelerin bakış açısını, Pirna’nın küçük kasabasındaki yaşlılar ve pub misafirlerinin perspektifini ve bir belgeselci olarak mekânlar arasında dolaşan kendi bakış açımı iç içe geçiriyor.

Göç ve bakım emeği etrafındaki karmaşıklığa yaklaşabilmek için araştırma sürecimde karşılaştığım farklı sesleri ve mekânları bir araya getiriyorum. Geleneksel saha araştırmalarında olduğu gibi tek bir yere odaklanmak yerine, gözlem ve katılımı farklı alanlara yayıyorum (multi-sited ethnography).

Bu filmi, kesin cevaplar vermekten ziyade, sorular soran ve izleyiciyi düşünmeye davet eden bir izlenimler mozaiği olarak görüyorum.

Lea: Yaşlandığınızda nerede yaşamak istersiniz?

Öğrenci 1: Tabii ki Kırgızistan’da.

Öğrenci 2: Şu an bir şey diyemem. Zaman gösterecek.

Öğrenci 3: (gülümseyerek) Açıkçası Almanya’da. Bir huzurevinde… Böylece çocuklarınıza ve torunlarınıza yük olmazsınız.
(gülüşmeler)

kayıt, 28.04.2024, Bişkek, A2 Seviye Almanca Kursu

Konuştuğum EDUVISO katılımcıları birkaç yıldır Almanca öğreniyor fakat bazıları sınavları geçmekte zorlanıyor. Aynı zamanda Almanca, benim için de araştırma sürecinde kilit bir rol oynuyor. Katılımcıların Almanca bilgisi olmadan, en azından şimdilik aramızda sözlü iletişim kurmam mümkün olmuyor; çünkü ne Rusça ne de Kırgızca konuşabiliyorum. Bir yandan da dil engellerinin iletişimimizi nasıl sınırladığını da fark ediyorum. Genel olarak, röportaj ortamlarının ötesinde birlikte vakit geçirmek, öğrenme sürecime büyük katkı sağlıyor. Şehri dolaşırken bana mekânları gösteriyorlar, köydeki ailelerini ziyaret ediyoruz, birlikte arabayla dağlara gidiyoruz ya da müzik dinliyoruz. Bu anlar, birbirimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor.

Dün gece Bişkek havaalanına vardığımda, T., S. ve Z. (üç EDUVISO katılımcısı) beni arabayla aldılar. Karanlığın içinde otelime doğru ilerlerken farklı müzikler açtılar: Kırgız müzikleri, İngilizce şarkılar ve ayrıca Kerstin Ott’un ‘Die immer lacht’ (Her zaman gülen kişi) adlı Alman pop şarkısı.
saha notu, 07.04.2025, Bişkek

Pirna da benim için yeni bir şehir olsa da burada, insanlarla önceden tanışmadan, spontane bir şekilde iletişim kurabiliyorum. Bunun mümkün olmasının nedeni, ortak bir dili paylaşıyor olmamız.

Kasaba, Elbe Nehri’nin kıyısında, tepelerle çevrili, huzurlu bir konumda yer alıyor. Kırgızistan’da çekim yaparken gözüm sürekli dağlara, hayvanlara ve çiçeklere takılırken, Pirna’da daha çok metinlere ve sembollere odaklanıyorum; çünkü burada dili konuşabiliyor ve sosyo-politik bağlamı daha iyi anlayabiliyorum. Özellikle seçim afişleri ve yoldan geçen insanların konuşmalarından duyduğum kesitler dikkatimi çekiyor.

G. ve S. ile (birkaç hafta önce Pirna’ya yeni gelen Kırgız hemşireler) nehir kıyısına doğru yürüyorum. Birkaç genç bisikletleriyle yanımızdan geçiyor. Çocuklardan biri, Gigi D’Agostino’nun “L’amour toujours” şarkısının ritmine uyarak “Deutschland den Deutschen, Ausländer raus” (“Almanya Almanlarındır, yabancılar dışarı”) diye şarkı söylemeye başlıyor.

saha notu, 02.06.2024, Pirna

Altı hafta boyunca Bişkek bana daha tanıdık gelmeye başladı ve sürekli aynı yerlere dönüp durdum. Özellikle hayvanların olduğu yerlere… Neredeyse kurumuş olan nehir yatağında güvercinler suya girip yıkanıyor, bir öğleden sonra su kenarındaki çalılıkların arasında anneleriyle birlikte küçük yavru köpekler gözlemliyorum. Belli ki birkaç gün önce doğmuşlardı. Parkta sincaplar insanların arasında sıçrayarak dolaşıyor.

Hayvanların varlığı, yeni bir yere ve yeni insanlara alışmaya çalışırken bana tuhaf bir şekilde huzur ve rahatlık veriyor.

Daha sonra, Pirna’da, yeni gelmiş iki hemşireyle tanışıyorum. Bir röportajın ardından birlikte nehir kenarına gidip kazları izliyoruz. Onlar da Kırgızistan’daki kazları hatırlıyor. Gençler ve yaşlılar, farklı insanlar burada, gürültücü hayvanların arasında vakit geçirmekten keyif alıyor gibi görünüyor. Kısa bir an için bile olsa, bir yerin, dili ne olursa olsun tüm canlılar tarafından paylaşılabileceğini hissediyorum.

G: Hem endişeli hem de mutlu hissediyorum, biraz da üzgünüm. Çünkü yakında Almanya’ya uçacağım ve evet, Almanya’da yeni bir hayata başlamaktan korkuyorum. Ama umarım her şey yolunda gider.

kayıt 08.04.2024, Bişkek

Lea Drescher
@dr.escha

Buy Me A Coffee