KOR

Daha Koyu, Daha Sert, Daha Derin: KOR

Hep duyduğumuz bir klişe vardır: Berlin’in müziği teknodur. Yerli yersiz çeşitli biçimlerde bugüne kadar duyageldik. Bir tekno emektarı, üreticisi ve DJ’i olarak tekno müziğin gerçekten Berlin’deki sosyal gerçekliği ve açığa çıkarttığı duygulanımları bir şekilde iyi yakaladığını düşünüyor musun? Dahası şehir ve tekno arasındaki ilişki üstüne ne düşünüyorsun?

Bence 2022 yılının sonuna geldiğimiz şu zamanda, Berlin’i tekno müziksiz hayal etmek mümkün gelmiyor bana. Geçmişte kendine burada yer edinmiş bu müzik tarzı uzun yıllar içerisinde şehirle birlikte değişmiş ve artık şehrin ve bu kültürün önemli bir parçası olmuş. Bunu yalnızca şehirdeki gece kulüplerinde değil aslında gittiğiniz her yerde, tanıştığınız çoğu insanda görebiliyorsunuz. Tabii ki tekno müziğin burada bu kadar popüler olmasının ve sevilmesinin turistik bir tarafı da var. Aslında Berlin gece hayatının temelinde tekno müzik olduğunu biliyoruz ve sırf bu yüzden dünyanın dört bir yanından buraya sadece gece kulübü turizmine gelen çok fazla turist var ve bu da aslında bu müziğin hala bu denli popüler ve sürdürülebilir olmasının önemli bir sebebi.

Diğer yandan Berlin’deki sosyal gerçekliği kendi izlenimlerime göre yorumlayacak olursam bu şehir aslında insanı olabildiğince bireyselliğe yöneltiyor. Bunun artıları veya eksileri bir yana, bence bu durum tekno müziğin ruhuyla güzel bir eşleşme oluşturuyor diyebilirim. Benim için tekno, dans pistinde onlarca insanla dans ederken hem kendini yalnız hissedebilmek hem de hissetmemek diyebilirim. Çoğu zaman bu şehir de bana tam olarak bunu yaşatabiliyor.

Aynı zamanda bir göçmen olarak da burada, Berlin’desin ve kendini bir şekilde bu şehirde var etmeye çalışıyorsun. Artısıyla eksisiyle göç deneyimi müziğine nasıl yansıyor? Sana nasıl yansıyor? Sana ve müziğine ne öğretti? Neyi götürdü?

Yaklaşık üç yıldır Berlin’deyim ve bunun iki buçuk yılı ses mühendisliği eğitimiyle geçti. Bence bu şehirde bir Türk göçmen olarak bulunmanın en büyük avantajı dünyadaki en büyük Türk göçmen komünitesinin burada olması olabilir. Kesinlikle Berlin’de veya Almanya’da göçmen olmak çok kolay değil ancak bu kadar Türk arkadaşımın olması ve beni çok daha az yalnız hissettiriyor. Bunun benim müziğimdeki etkisine gelecek olursak, etrafımda beni destekleyen ve beni anladığını hissedebildiğim bir arkadaş çevremin olması beni çok daha fazla motive ediyor ve açıkçası bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Yine dediğim gibi, bu durumun en temel sebebi Berlin’de edindiğim arkadaşlıklarımın çok kaliteli olmasıdır.

Ses üzerine hatırı sayılır yüksek bir eğitim sahibisin. Bir yandan da bir DJ olarak zaman zaman Berlin gece hayatında karşımıza çıkıyorsun. Tekno üretimine ise stüdyonda bol emek ve uzun çalışma saatleri harcadığından haberdarız. Gelecekten ne umuyorsun? KOR nereye yönelecek? Şu anda bunlara yönelik ne gibi adımlar atıyorsun?

Geleceğe dair eskisine göre çok daha fazla umutluyum bunun aslında birden fazla sebebi var. Öncelikle, hala çok fazla öğrenecek şeyim olduğunu biliyorum ancak aynı zamanda müzikal ve teknik açıdan müziğimin olmasını istediğim yere gelmeye başladığını hissedebiliyorum. 2023’te yakın bir arkadaşımla butik bir tekno label projesi başlatmayı düşünüyoruz ve bunun için çok heyecanlıyım. Aynı zamanda Mixing ve Mastering hizmetlerimi daha fazla insana ulaştırmayı hedefliyorum. Artist olarak ise daha fazla sahne alıp, tutkumu insanlarla paylaşmak istiyorum. Bunların her biri için hazırlamaya başladığım zaman & aksiyon planım var ve bunun doğrultusunda hedeflerime ulaşmak istiyorum.

KOR

@kor.berlin

Röportaj: Tevfik Hürkan Urhan