Bu yaz Her Absence Fill the World için ilginç geçti.
Daha önce DolmuşXpress’te yer verdiğimiz grup geçtiğimiz yaz müzik kariyerinin ilk üç konserini verdi.
İlki Hollanda’nın Steendam kendindeki Art Carnivale adlı bir müzik festivaliydi.
İkincisi Berlin’in Maybachufer sokağındaki Christa Kupfer adlı bir kulüpteydi.
Ve sonuncusu Neukölln’ün Mainzer Sokağı’nda gerçekleşe Kiezfest adlı bir sokak festivaliydi.
Bunlar ilk üç konserinizi vermek için üç çok farklı yer. O yüzden grubun nasıl hissettiğini merak etmemek imkansızdı.
Biz de Discord’da buluştuk ve grup üyeleri dört basit soru yanıtladılar.
İlki şöyleydi.
Hangisi en zorlayıcıydı?
Sascha: Benim için Kiezfest, sanırım. Seyirci konusunda biraz garip hissettim, çünkü hareket ediyorlardı. Eğer belki biraz gergin hissediyorsanız, hareket eden seyirci bence daha zorlayacaktır çünkü müziği sevip sevmediklerine dair direkt bir geri bildirim alamayacaksınız. Geçerken öylece görmezden geliyorlar.
Kubi: İlkinin ne kadar zorlayıcı olduğunu düşünüyordum ama Sascha’nın dediklerini dinlerken fark ettim ki evet, son konser insanlar hareket ettiği için farklı bir şekidle zorlayıcıydı. Odaklanmak ve bir atmosfer oluşturmak sokakta çalarken çok zor.
Kubi sonra ekliyor,
Kubi: Benim için hepsi farklı istikametlerde zorlayıcılardı. Ama zorlanmak iyidir, değil mi?
Sascha: Bence ayrıca sonrasında aldığın his, geriye dönüp baktığında sahneye çıkmadan önce hissettiğin kaygı ve zorlukların sonrasında hissettiğin ödüle karşılaştırması mesele. Bu sebepten son konser en zorlayıcıydı, çünkü ödül yeterince dengeliyici değildi.
Bu da bizi minnetle ikinci sorumuza getirdi. En doyurucu olanı hangisiydi?
Sascha: İlki her zaman süper özel ve güzel olacak ve çok doyurucu hissettirdi. Kulüpteki de öyle, ikisi de farklı şekillerde doyurucuydu. Aralarında bir tercih yapamıyorum.
Kubi: Sıralama yapmak çok zor. İlki süper sihirliydi. İlk konserimizdi her şeyden önce. Ayrıca garip bir şekilde günün kapanış performansı bizdik. İlk konserimizde. O yüzden ekstra baskı vardı ve bu biraz saçmaydı ama harikaydı. O konsere aylar boyunca hazırlandık.
Ama Christa Kupfer’in de benim için özel olduğunu söylemem gerek, çünkü Christa Kupfer benim için ev gibi ve bizim projemizi bizim arkadaşlarımıza tanıtıyorduk. Ailemiz, bir anlamda. Bu yüzden bizim için bir çeşit lansman gibi oldu.
Sohbet bundan sonra tüm canlı performansların nasıl iki parçaya bölündüğüne geldi: Hazırlık ve oyun. Bu da bizi üçüncü sorumuza getirdi.
En heyecan verici olanı hangisiydi?
Sascha: Bence farklı şekilde heyecan vericilerdi. Festivalde insanlarla daha şaşırtıcı ve hoş bir etkileşim vardı, ama kulüp de heyecan vericiydi. Müziğin farklı çevrelerde ve hissiyatlarda nasıl çalıştığını görmek, farklı durumlarda seni duygusal oalrak nereye götürebileceğini görmek çok hoştu. Bu bakımdan Kiezfest de heyecan vericiydi, belki de heyecan vericinin hep pozitif olması gerekmiyordur. Orada ne olduğunu görmek, hangi şarkının nerede çalıştığını ve seni duygusal olarak nereye götürdüğünü görmek de heyecan vericiydi.
Kubi: Katılıyorum. Üç farklı durumda üç farklı konser verdik. Önümüzde ayarlanmış başka konserler de var ve bundan sonra ne yapsak bu üçünden biri olacak. Bir festival, kulüp ya da sokak festivalinden başka bir şey hayal edemiyorum.
Ve son soruya geliyoruz.
Şimdi bildiklerini bilerek hangisini tekrar yapmak isterlerdi?
Sascha: İlk ikisini tekrar yapmak isterdim. Daha iyi yapmak için değil, ama çok hoşlardı. Kendimi biraz daha rahatlamış hisseder ve daha çok keyfini çıkartırdım. Sonuncusu da bir performans sanatçısı olarak güzel bir egzersizdi. Size direkt dikkatini vermeyen bir seyirciye çalıyordunuz. Bence bir kişi bile olsa, bundan hayal kırıklığı duyuyor ya da reaksiyonları hayal kırıklığı yaratıcı olsa bile onların karşısında çalmak iyi bir egzersiz çünkü o anda işiniz bu. Bence bu da bazen garip hissettirse bile iyi.
Kubi: Gerçekten dürüst cevap vereceğim. Hiçbirine geri dönmek istemezdim. Hepsi harikaydı ama hepsi ömürde bir kere olan şeylerdi. Ama bir dileğim var, eğer geriye dönebileceğim sihirli bir gücüm olsa ilk konserimize seyirci olarak dönmek istedim. Bunu deneyimlemek isterdim. Nihayetinde bu bir etkileşim ve işin hangi tarafında olduğunuz çok önemli değil -seyirci ya da grup. Konserde hep birlikte hissettiğimiz anlar vardı ve çok keyif aldım, ama seyirci perspektifinden de keyif alırdım.
Instagram: @herabsencefilltheworld
Spotify: Her Absence Fill the World
Röportaj: Yiğitcan Erdoğan