üçleme

Kış Üçlemesi

Tevfik Hürkan Urhan


Tevfik Hürkan Urhan, ODTÜ İktisat Bölümü mezunudur. Humboldt Üniversitesi’nde sosyal bilimler alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Şu anda bağımsız gazetecilik ve yayıncılık faaliyetleri yürütmektedir.

HİSSİZLİK

Hiçbir şey hissetmiyordu. Kuzey Avrupa’da bir şehirde kışın ortasında, atletle dışarıda dikiliyordu. Fakat hiçbir şey hissetmiyordu. Soğuk dahil. 

Hani öyle varoluşsal krizden nihilizmden falan değil. Beş dakika önce iki çizgi speed bir çizgi de keta yapmıştı. Muhtemelen o yüzdendi. Ama emin de değildi hani belki de kalp kırıklığındandı bir ihtimal. Düşük bir ihtimal. Birkaç adım attı ve anladı. Evet evet, sadece kafası çok güzeldi o yüzden hissetmiyordu. Büyük bir drama değildi yani.

Yan yatırılmış küçük bir girişi olan eski bir silodan birkaç sıçan çıktı. Omzuna dokunup iyi misin diye sordu bir tanesi? İyiyim dedi hiçbir şey hissetmiyorum.

-bu senin için iyi bir şey mi kötü bir şey mi diye sordu, en yakın dostu olan sıçan.

-Nereden hissettiğime bağlı olarak değişirdi eğer hissedebilseydim dedi.

-Dans edelim mi?

-Olur.

Böylece tüm sıçanlar içeriye dans etmeye gitti. Yarı yoldayken geri döndü siloya sıçanlardan biri. Biraz önceki konuşmaya kulak misafiri olmuştu. Hava çok soğuktu, hala hissediyordu demek ki. Bu onun için kötü bir şeydi. 

12.2021- Burdur

ACINASI

Siz hiç sadece bir günde tüm arkadaşlarınızı ve sevgilinizi kaybettiniz mi? Ben ettim. Öyle alelade bir şey de yapmadım hani. Hatta hiçbir şey yapmadım. 23 Ocak günü birdenbire çevremde kim varsa benimle konuşmayı bıraktı. Yani küstüler gibi değil önemsemeyi bıraktılar. O günden beri ben yokmuşum gibi davranıyorlar.

Başlarda biraz zordu, şimdi gitgide alışıyorum. Hatta ne yalan söyleyeyim bundan gizli bir keyif alıyorum. Sonradan aldığım keyifteki zavallılığın farkına varıp kendime kızıyorum. Acınası bir haldeyim. Daha da acınası, acınası halimden keyif alıyorum. 

Sevgilim evden çıkarken, ben son zamanlarda iyi değilim galiba dedim. Cevap bile vermedi. Zaten beklememiştim. Sonra en yakın dostumu aradım, telefonu açmadı. Açmasını ummamıştım bile. Ben de n’apıyım, akıl sağlığımı korumak için kendimi zorla günlük aptal doğa yürüyüşüme çıkardım. 

Yaşlı bir kadın önümde yürürken düştü. Kaldırayım dedim, o pis ellerini üstümden çek dedi, kendi işimi kendim görürüm, senin gibi birinden yardım alacak değilim dedi. Haklıydı, ben kimim ki insanlara yardım etmeye çalışıyorum. 

Bir çocuk parkının önünden geçtim, çocuklar arkamdan gülme nezaketini bile göstermediler. Direk yüzüme karşı, oracıkta gözlerimin içine baka baka dalga geçtiler. Göz yaşlarımı zor tuttum. Çabucak uzaklaştım.

Bir banka oturdum. O kadar önemsenmiyordum ki, bu dünyada var mıyım yok muyum onu bile sorgular hale gelmiştim. İşte öyleyken böyle. Peki insanlar neden beni önemsemeyi bıraktılar biliyor musunuz? Benim bunu öğrenecek veya keşfedecek cesaretim yok. Ben böyle yaşamaya devam edeceğim. Dediğim gibi bundan hafif bir keyif bile alıyorum. 

23.01.2022 – Charlottenburg- Berlin

SIKIŞMIŞLIK

Göçmendi. Kira kontratı bir, iş sözleşmesi iki, oturum izni ise üç aya bitiyordu. 

Ev bulmak için düzenli bir gelir göstermeliydi. İş bulmak için makul süreli bir oturum izni gerekiyordu. Oturum izni için ise bir kira sözleşmesine ve ikametgaha sahip olmalıydı. 

Dolayısıyla hiçbir sorunu çözülemiyordu. Bürokratik soslu, paranoyak ve nur topu gibi bir trilema. Göçmensen böyle şeyler mümkündür. Sıkışmışlık belli aralıklarla tekrar eden bir varoluş halidir. 

Ev, iş ve bir şehirde kalabilme hakkı… Sorunlarım ne kadar da temel sorunlar diye düşündü. Öte yandan ise çok mu şeyler istiyorum acaba diye de bir yandan suçluluk duyuyordu. Aynı anda ve utanmadan bu iki düşünce bir arada var oluyordu. 

Ne yaparsa yapsın suçluluk duyacaktı. 20’lere hoş geldiniz. Bu on yılımızda, sıkışmışlıklar içinde kayboluruz ve üstüne de bundan suçluluk duyarız. Çağımız sıkışmışlık ve suçluluk çağıdır. Kolektif ilerleme ve gelişme illüzyonumuz korona ölçeğine göre 19 şiddetinde bir depremle yıkıldı ve tüm jenerasyon altında kaldık. Geçen yüzyılın enkazına sıkıştık. 

Git gide nefes almamız zorlaşıyor. Oturum izinlerimiz bitiyor, kiralarda enflasyon alıyor başını gidiyor, dijitalleşen dünyada göçmene düşen dijital çöpçülük oluyor. 

Sonuç olarak akmıyordu, sıkışmıştı.

24.02.2022 (Kıyamet Günü) – Berlin

Tevfik Hürkan Urhan
@hurkan.urhan

Buy Me A Coffee